LikyaŞehirler

ANTİPHELLOS

Likya dilinde “Habessus” veya “Habesa” olarak bilinen Antiphellos, Likya bölgesinin önemli liman kentlerinden biridir ve daha sonra Antiphellos adını almıştır. Bu ad, “Kayalıklı yerin karşısındaki yer” veya “Phellos’un karşısındaki” anlamına gelir. Bugün Kaş ilçesini içine alan Antiphellos, Likya’nın zengin tarihî dokusunun önemli bir parçasını oluşturur ve turizm açısından da önemli bir yerdir.

İlk başlarda Phellos kentinin limanı olarak işlev gören Antiphellos, ticari faaliyetlerin gelişmesiyle birlikte önemli bir gelişim göstermiştir. Hellenistik ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde de önemli bir liman kenti olarak varlığını sürdüren Antiphellos, zamanla Phellos’un limanı olmaktan çıkıp kendi başına zengin bir şehir haline gelmiştir. Özellikle, ormanlarında yetişen sedir ağacı ticareti ve süngercilik faaliyetleri bu gelişimde önemli rol oynamıştır. Ayrıca, Lykia Birliği’nde tek oy hakkıyla temsil edilmiş ve ticari bir kent olarak hem kendi hem de birlik adına sikkeler basmıştır.

Antiphellos’un arkeolojik kalıntıları ilçe çevresinde ve özellikle Çukurbağ Yarımadası’nda görülebilir. Yarımadanın başlangıcında bulunan Akropolis tepesinin Meis Adası’na bakan yüzünde Hellenistik döneme ait sur kalıntıları bulunmaktadır. Surların limana baktığı yerde bugün bir camiye dönüştürülmüş kilisenin güneydoğusunda, hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen bir tapınak kalıntısı vardır. Kaş meydanından antik tiyatroya doğru yürürken sol tarafta tapınak bulunmaktadır. Tapınağın temenosu bosajlı ve rektogonal duvar işçiliğindedir. Orijinal yapı M.Ö. 1. yüzyıla, sonraki ek ise M.S. 3. yüzyıla tarihlenmektedir.

Tapınağı geçip ilerlediğinizde daha iyi korunmuş olan tiyatroyu görebilirsiniz. Akropolis tepesinin güney eteğinde bulunan tiyatro, yirmi altı oturma sırasıyla denize bakmaktadır. Oturma sıraları dört dikey merdivenle üç kısma ayrılmıştır ve diazoma bulunmamaktadır. Tiyatronun Helenistik döneme ait olduğu düşünülmektedir.

Tiyatronun kuzeydoğusunda, ana kayaya oyularak yapılmış yirmi dört kadın kabartmasının bulunduğu bir mezar odası bulunmaktadır. Ayrıca, çarşı içerisinde, Kaş’ın sembolü haline gelmiş hyposorionlu aslan başı şeklinde taşıma çıkıntıları ve M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen gotik alınlıklı mezar bulunmaktadır.

Bugünkü Kaş’ı kuzeydoğudan sınırlayan tepenin üzerinde birçok Gotik tarzlı veya Likya Yazıtlı kaya mezarı bulunmaktadır. Bunlar arasında en ilginç olanı, ikinci katı Gotik kemer biçiminde yapılmış ve üzerinde bir Likya yazıtı bulunan mezardır. Bu mezar, yüzyıllar sonra Claudia Recepta adlı bir kadın tarafından kullanıldığında Latince bir kitabe eklenmiştir. Ayrıca, limanın çevresinde su içinde ve kıyıya yakın daha geç dönemlere ait Likya tipi lahitler bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir