ARNNA (XANTHOS)
Kaş ilçesinin Kınık köyünde bulanan Arnna (Likçe) antik kenti günümüzde Xanthos (Yunanca) olarak anılmaktadır. Erken dönemde Likya’ya başkentlik yapmış, önemli bir Likya kentidir. Arnna adı Xantos gibi sarı anlamına geliyor ve bugünkü Eşen Çayı’nın renginden dolayı bu adı alıyor. Ovaya hâkim iki tepe üzerine kurulan antik kentlerden birincisi Eşen Çayı kenarında yer alan Likya Akropolü’dür. Kuzeyde kalan ikinci Akropol ise daha yüksek ve geniş olan Roma Akropolü’dür. Hemen yakınında yer alan dini merkez Letoon ile birlikte UNESCO tarafından ‘Dünya Kültür Mirası’ listesine alınmış tek Likya kenti olma özelliğini taşımaktadır.
Burayı ziyaret ettiğinizde, kentin çok katmanlı tarihini bir solukta yaşarsınız. Agorada yapılar iç içedir. Helenestik kökenli tiyatronun hemen yanı başında Roma imparatorluk dönemi agorası, agoranın içindeki erken Bizans kilisesi, etrafında ise klasik çağı anıtsal Likya mezarları bulunur.
Xanthos’a girdiğinizde görkemli yapısıyla anıtsal mezar dikkatinizi çeker. Ne yazık ki 1838 yılında buraya gelen İngiliz arkeolog Charles Fellows, anıt mezarın üzerinde bulunan kabartmaları İngiltere’ye götürmüştür. 70 kasa dolusu arkelojik kalıntıyı British Museum’a götürmüştür. Bunlar arasında Harpy Mezarı ve Nereid Anıtı’nın kabartmaları da yer alır. İngiltere, 1950’li yıllarda Harpy kabartmalarının tıpkı yapımları yaparak Türkiye’ye göndermiştir. Şuan anıtın üzerinde yer alan kabarmalar replikadır. Ayrıca Charles Fellows’un anıta verdiği isim de hatalıdır. Birçok bilim insanı gibi sadece Yunan dünyasını tanıyan ve Likya dünyasını ve geleneklerini bilmeyen Fellows, anıtın üzerindeki kabartmaları Yunan Mitolojisinde geçen Harpy’lere benzetir ve bu anıta Harpy Anıtı ismini verir. Oysa burada anlatılan hikayenin mitolojideki Harpy hikayesiyle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bir Likya beyinin olasılıkla da M.Ö. 5. yy.da Salamis Savaşı’nda ölen Kybernis’e ait olduğu düşünülür. Üzerindeki kabartmalar, Kybernis’in ölüm sahnesi ve defin sahnesiyle ilgili betimlemeleri anlatır.
Bu anıtın hemen yanında bulunan ve M.Ö. 4. yy. tarihlenen özgün mimarisiyle dikkati üzerine çeken bir Likya anıt mezarı bulunur. Söz konusu anıt mezarın diğer yerlerdeki dikme mezar örneklerinden ayrılan bir özelliği, dikmenin üzerine bu kez bir lahitin konulmuş olmasıdır.
Xanthos kenti, birçok önemli özelliklerinin yanında tarihi de acılarla dolu bir kent olarak bilinir. M.Ö. 6. yy.da 546 yıllarında Persler, Anadolu’yu işgal ettikleri zaman Xantos kentini kuşatır. Halikarnossoslu Heredot bu kuşatmayı detaylı bir şekilde anlatır. Buna göre Xhantoslular, Perslilere karşı kahramanca savaşır ve direnirler. Ancak savaşı kaybedeceklerini anladıkları zaman kadınlarını, çocuklarını ve kölelerini akropole doldurup burayı ateşe verirler. Erkekler de hepsi birden Perslilerin üzerine atılarak kahramanca savaşarak ölürler. Özgürlüklerine oldukça düşkün olan Likyalılar, esir olmaktansa toplu intihar etmeyi tercih etmişlerdir.
Homeros’un Troya Savaşı’nı anlatan İlyada’sında geçen destansı metinlere göre, M.Ö.1184 yılında yapılan Troya Savaşı sırasında Likya liderleri Glaucus ve Sarpedon’un, Xanthos Nehri’nin topraklarından geldiği yazılıdır. Aynı metinde Achilles’in ölümsüz ve konuşan atının ismi de Xanthos’dur.
Xanthos, İ.Ö. 475-450 arasında bu kez büyük bir yangın felaketi ile karşılaşır. İ.Ö. 334 yılında ise Büyük İskender tarafından işgal edilir. İskender’in ölümünün ardından da İ.Ö. 309’dan itibaren Mısır Hanedanı Ptolemaios’ların eline geçer. Daha sonra da birçok Likya şehri gibi Suriye Kralı III. Antiokhos’un egemenliğini kabul etmek zorunda kalır. İ.Ö. 2. yy.da Likya Birliğinin başkenti olan Xanthos, İ.Ö. 42 yılında bu kez Romalı Brutus tarafından yerle bir edilir. Daha sonra İmparator Marcus Antonius’un girişimleriyle yeniden imar görmüştür. İ.S. 1. yy.da Roma egemenliği altındaki Xanthos’ta İmparator Vespasianus adına tak yaptırılmış, günümüze kalmış Roma yapılarının çoğu bu dönemde inşa edilmiştir.
Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan Xanthos, bu dönemde birçok yeni yapıya kavuşmuştur. 7’nci yüzyıl sonrası Arap akınları şehrin önemini yitirmesine sebep olmuş ve 1838 yılında Charles Fellows’un burayı keşfedip bazı kalıntıları Londra’ya taşımasına kadar ufak bir köy kimliğiyle yanı başındaki Kınık’ta yaşamını sürdürmüştür.
İlgili Yerler
Nereidler Anıtı
Xanthos Antik Tiyatrosu
Xanthos Su Kemeri
Harpy Anıtı
Pavaya Lahdi
Xanthos Doğu Bazilikası
Xanthos Yukarı Agora
Xanthos Şehir Kapısı
Xanthos Bizans Villası
Merehi Lahdi
Xanthos Roma Hamamı
Xanthos Aşağı Agora
Xanthos Vaftizhane
Xanthos Agora
Xanthos Batı Agora Bazilikası
Xanthos Akropol Bazilikası
Xanthos Ana Cadde
Xanthos Yazıtlı Dikme
Homeros’un İlyada’sında kahraman Likyalılar ve onların önderi Sarpedon’dan şu şekilde bahsediyor:
Nereye gitti senin eski gücün
Ordusuz, yardımcısız koruyacaktın şehri hani
Kayınlarınla, kardeşlerinle tek başına
Ama şimdi göremiyorum onların hiç birini
Sinmişler aslan karşısında köpekler gibi
Biz nasıl dövüşüyoruz, baksana bize
Biz ki yardımcınızdan başka bir şey değiliz
Ben ta uzaklardan geldim yardıma
Anaforlu Xanthos’tan geldim, uzak Likya’dan
Sevgili karımı, yavrumu kodum orada
Yoksulların göz dikeceği bir sürü mal mülk kodum
Savaşa sürüyorum Likyalıları yine de
Kendim de en öndeyim işte bak…