LikyaŞehirler

LİMYRA

Finike ilçesi’nin yaklaşık 7 kilometre kuzeydoğusunda, Saklısu Mahallesi sınırlarında yer alır. Likya bölgesinin en çok kaya mezarına sahip kentlerinden biri olan Limyra’da dört yüzü aşkın kaya mezarı yer almakta ve çoğu mezar Likya dilinde yazılmış kitabeleriyle ismen bilinmektedir. Sayıca çoklukları, kentin büyüklüğünü ve nüfus yoğunluğunu göstermektedir.

Toçak Dağı’nın güney eteklerinde, genellikle erken dönem yapıların yer aldığı akropol ile onun hemen güneyinde, kara yolu ile ayrılan düzlükte Roma ve Bizans Dönemi surları içinde kalan alanı kapsar. Limyra’nın adı, Likçe yazıtlarda “Zemuri” olarak geçer. Bu da şehrin en azından İÖ 5’inci yüzyıldan itibaren yerleşim gördüğünün kanıtı olarak görülür. 1970 yılından beri arkeolojik kazıların devam ettiği kentteki, farklı medeniyetlere ait antik kalıntılar, bölge tarihine ışık tutarken, Antalya Müzesi’ne de çok önemli buluntular kazandırmıştır.

Antik kentin en kuzeyinde yer alan akropol, kuzeyde bir iç kale ile aşağı kaleden oluşmaktadır. Aşağı kalede, sur, sarnıçlar, Bizans Kilisesi ve Perikle Heroonu yer alır. İÖ 4’üncü yüzyıla tarihlenen Kral Perikle’ye ait anıt mezar, mimarisinin Xanthos’taki Nereidler Anıtı’na benzemesi ve önemli parçalarının Antalya Müzesinde sergilenmesi ile ayrı bir önem arz eder. Akropolün düzlüğe ulaştığı yerde Turunçova-Kumluca karayolunun hemen kenarında, orijinali Hellenistik döneme ait olan tiyatro binası yer alır. Limyros’un batısındaki Erken Bizans Dönemi suru içindeki alan doğudakine göre daha eski kalıntılar içermektedir. Surun güney duvarı içerisinde “Ptolemaion” adlı yapı ortaya çıkarılmıştır. Hellenistik Dönem’de yapılan bu anıt ve ona ait Antalya Müzesi’nde sergilenen plastik eserler, Limyra kazılarının son yıllarda ele geçmiş önemli buluntularıdır. Bu alanda yer alan bir diğer önemli yapı ise İmparator Augustus’un manevi oğlu Gaius Caesar’ın İ.S. 4 yılında yapılmış olan anıtsal mezarıdır. Bu anıt, Gaius Caesar’ın Kudüs’ten Roma’ya dönerken Limyra’da ölmesi nedeni ile inşa edilmiştir. Cenaze veya içinde küllerin bulunduğu urne Roma’ya götürülmüş ve onun anısına içinde naaşı olmayan anıtsal mezar yapılmıştır. Anıt mimarisinin yanında, onu çevreleyen mermer kabartmaları ile ünlüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir