LikyaŞehirler

TLOS

Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Yaka Mahallesi’nde bulunan antik bir Likya kentidir. Bu antik yerleşim, Akdağlar’ın sarp batı yamaçlarından başlayarak Eşen Nehri’nin alüvyonları ile oluşmuş vadilere kadar uzanır. Tlos’un stratejik konumu, savunmaya elverişli dağlık arazi yapısı ve Eşen Ovası’na hakim konumu, antik kentin önemli bir yerleşim merkezi olmasını sağlamıştır.

Tlos’un antik komşuları arasında Araxa, Wiyanawanda (Oinoanda), Kadyanda, Awarna (Xanthos), Pina (Pınara) ve Atriya (Telmessos) şehirleri bulunmaktadır. Bu geniş coğrafya nedeniyle Hitit kaynaklarında Tlos için “ülke” ifadesi kullanılmıştır. Antik kent, Likya’nın yerli halklarından olan Likyalılar tarafından Tlava olarak adlandırılmıştır. Aynı zamanda Hitit belgelerinde Dalava olarak geçer.

Yunan sömürgeciliği döneminde, Likya bölgesine gelen Yunan yerleşimcilerin, her kent için bir kuruluş efsanesi ve kurucu kahraman yaratma geleneğine uygun olarak, Tlos’un kuruluş efsanesi Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan “Tloos”tan türemiştir. Pinaros, Xanthos ve Kragos’un da onun kardeşleri olduğu kabul edilmiştir.

Likyalılar, Luvilerle akraba kabul edilir ve konuştukları dil, Tunç Çağı Luvicesine benzerlik gösterir. Likya’nın adı önce Hititlere ve daha sonra Yunan işgalcilerine karşı birleşen Batı Anadolu konfederasyonu olan Aşşuva Konfederasyonu listesinde Lukka olarak geçer. Homeros’un İlyada destanında Likyalılar, Yunan kökenli olarak gösterilse de, Anadolu halklarının Troya önlerinde Miken Yunanlarına karşı birleşerek savaştığına dair kayıtlar da bulunmaktadır.

Tlos’un adının Yunanca olmadığı, Likçe olan “Tlawa” kelimesinden türetildiği belirtilir. Bu isim, Hitit metinlerinde Lukka toprakları içinde geçen “Dalawa” yerleşimiyle özdeştir. Tlos’un Hitit Dönemi yerleşimi, arkeolojik buluntularla desteklenmiş ve Geç Bronz Çağı’na tarihlenen taş balta, el aletleri, bronz baltalar, hançer ve ok uçları gibi buluntular gün yüzüne çıkarılmıştır. Neolitik Dönem’e ait buluntular da Tlos çevresindeki mağara ve höyüklerde tespit edilmiştir.

Tlos, Likya Birliği’nin altı büyük şehrinden biri olarak kabul edilmiştir. Roma İmparatoru Claudius’un Likya’yı bir Roma eyaletine dönüştürmesiyle birlikte Tlos’un önemi devam etmiş ve Metropolis unvanını almıştır. Tlos, Hristiyanlık Dönemi’nde önemli bir piskoposluk merkezi olmuştur. Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ve Pers etkisi altında geçen dönemlerin ardından Tlos, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde de varlığını sürdürmüştür. Osmanlı Dönemi’nde “Kanlı Ali Ağa” olarak bilinen derebeyinin Tlos Akropolü’nde şatosunu inşa ettiği bilinmektedir.

Bugün, Tlos’un kalıntıları ziyaretçilere açıktır ve antik kentin kral mezarları gibi önemli yapıları kazılarla gün yüzüne çıkarılmıştır. Yaka Köyü, antik Tlos yerleşiminin üzerine kurulmuştur, ve Tlos’un tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış zengin bir tarih ve kültürel birikime sahip olduğunu gösterir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir