Şehirler – Likyanın Sesi Voice of Lycia https://likyaninsesi.com tarih, kültür, doğa Tue, 23 Apr 2024 15:57:14 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.8 https://likyaninsesi.com/wp-content/uploads/2020/07/tg-logo-2.jpg Şehirler – Likyanın Sesi Voice of Lycia https://likyaninsesi.com 32 32 TYPALİA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/typalia/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/typalia/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:27:58 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=847 Çitdibi Köyü Karabel mevkiinde, Antalya merkezine 27 km mesafede konumlanmıştır. Lykia ve Pisidia arasındaki sınırda yer alması nedeniyle, hangi birliğe ait olduğu konusunda arkeologlar arasında tartışmalı bir konu olan bu antik kent, Kitanaora’dan başlayan ve Kosara üzerinden Trebenda’ya doğru devam eden Antik Roma Yolu üzerinde bulunmaktadır.

Typalia Antik Kenti, M.Ö. 500 ile M.S. 300 yılları arasında üç dönem boyunca varlığını sürdürmüş ve Trebenda, Typallia ve Onobara gibi üç Pisidia şehri ile birlikte Termessos ile siyasi birlik oluşturarak bir garnizon yerleşkesi olmuştur. 1994 yılında Patara’da bulunan ve Likya bölgesinin yol sistemini gösteren “Stadiasmus Patarensis” adlı Roma devlet kaydında, Typalia Antik Kenti’nin adının geçmesi, kentle ilgili önemli bir belge olarak kabul edilmektedir.

Typalia Antik Kenti’nin adının geçtiği bir diğer önemli belge, Bayat Köyü’nde yapılan bir araştırma sırasında Termessos ve Isında antik kentleri arasında bulunan ve M.Ö. 30 yıllarına tarihlenen bir yazıttır. Bu yazıttan, Typalia şehir devletinin, Termessos şehriyle bir siyasi birlik oluşturduğu ve Galatlarla Sandaliotlar arasındaki savaşa askeri destek gönderdiği anlaşılmaktadır. Typallialılar, savaş sırasında büyük yararlılıklar göstererek onur belgesi almışlardır.

Typalia Antik Kenti, muazzam bir manzaraya sahip olup kartal yuvasını anımsatmaktadır. Yapılan yüzeysel araştırmalarda, dekoratif semerdam biçimli sarkofajlar, hamam yapısı, çiftlik evleri, zeytinyağı işlikleri, tarım alanları, kireç taşından yapılmış mezarlar ve bazı sur kalıntıları ortaya çıkmıştır. Ancak, kentte henüz detaylı bir arkeolojik kazı yapılmamıştır.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/typalia/feed/ 0
TYBERİSSOS https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tyberissos/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tyberissos/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:26:27 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=844 Antalya Demre İlçesine bağlı Çevreli kasabası yakınlarında yer alan antik bir yerleşim yeridir. Teimiusa limanının iki kilometre kuzeyinde, tahkimatlı duvarlarla çevrili, yaklaşık 280 m yükseklikteki bir tepe üstüne kurulmuştur. Çevreli kasabasından sadece dar bir patika ile ulaşılan Tyberissos’un ana hatları ve eski yapısı, hava fotoğraflarından hala kolaylıkla seçilebilmektedir. MÖ 5. yüzyılda Xanthos’un yazıtlı sütununda “Tubure” olarak geçen Tyberissos’un adı ilk kez bu dönemde anılmıştır.

MÖ 5. yüzyılda Tyberissos, surlar etrafındaki teraslarda gruplandırılmış tek odalı basit konut binalarıyla çevrili küçük bir kale kompleksi şeklindeydi. Yerleşkenin güneyinde, muhtemelen ahşaptan inşa edilmiş olan bir Likya tapınağı ve Helenistik dönemde inşa edilmiş bir Yunan tapınağı bulunan küçük bir temenos yer almaktadır. Dorik düzenindeki Yunan tapınağı, Apollon’a adanmıştı ve diğer Likya tapınakları gibi güneye bakmaktaydı.

MÖ 2. yüzyıl civarında Tyberissos’ta bir agora oluşturulmuş, evlerde artan oda sayıları ve duvarlarda kabartmalı düzgün kesme taşların kullanılması gibi konut gelişmeleri yaşanmıştır. Alanda dağılmış halde çeşitli heykel kaideleri bulunmuş, Apollon Tapınağı’nın dış duvarlarındaki bir yazıt, Tyberissos’a hayırseverlikleri için Apollo tapınağı temenosuna dikilmiş bir heykel ile onurlandırılan bir vatandaşa atıfta bulunmuştur.

Roma İmparatorluğu döneminde Tyberissos, Myra ve Teimiusa ile birlikte bir Sympoliteia’nın parçasıydı. Tyberissos’ta bulunan bir yazıt, imparator Augustus’a adanmıştır, bu da bölgenin Roma etkisi altında olduğunu göstermektedir.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tyberissos/feed/ 0
TRYSA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trysa/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trysa/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:24:48 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=842 Kaş-Demre yolu üzerinde bulunan Davazlar Köyü’nün Gölbaşı Mahallesi yakınında konumlanan Trysa Antik Kenti, adına antik kaynaklarda rastlanmayan bir tarihe sahiptir. MÖ 2. yüzyılda Likya Birliği üye kentlerinden biri olarak belirtilen Trysa, “TP” kısaltmasıyla Likya Birlik dönemine ait sikkelerle tanınmaktadır. Arkeoloji literatüründe adı XIX. yüzyılın sonlarından itibaren özellikle Heroonu ile anılan Trysa’nın, Phellos, Istlada, Sura gibi küçük bir beyin oturduğu iyi korunan bir kale görünümünde olduğu ifade edilmektedir.

Kentin kalıntıları, bugünkü Gölbaşı Köyü’nden 30 metre yükseklikte doğu-batı doğrultusunda ince uzun bir akropol görüntüsü oluşturur. 550 metre uzunluğunda ve 150 metre genişliğindeki alanın bazı bölümleri teraslanmıştır. Kuzey ve batı tarafında ayakta kalan düzensiz taşlardan örülmüş MÖ 5. yüzyıla tarihlenen bir sur bulunmaktadır. Trysa’da günümüzde kalıntı olarak kalmış olan Heroon’un duvarları, tapınağa ait ufak kalıntılar ve birçok lahit yer almaktadır. Lahitler genellikle sade ya da büst ve hayvan başı şeklinde tepeliklere sahiptir.

Kentte belirlenebilen tek yapının, akropolün güneybatı eteğinde yer alan ciddi derecede tahrip olmuş bir tapınak olduğu ifade edilmektedir. Tapınak, Zeus ve Helios’a rahip olarak hizmet etmiş bir vatandaşı onurlandıran bir yazıta ait parçalar içermektedir. Heroon ise kentin en büyük eseri olarak öne çıkar. MÖ 4. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen Heroon, on sekiz metrekarelik kapalı bir alan içinde yer alır ve mitolojik sahneleri içeren bir frizle süslenmiştir. Viyana’daki Sanat Tarihi Müzesi’nde sergilenen bu eser, Trysa’nın önemli bir antik merkez olduğunu vurgular. Ayrıca, Heroon’un dışında yer alan Dereimis ve Aiskhylos lahi, Avusturyalılar tarafından 1882-1983 yıllarında Viyana’ya taşınmış ve Sanat Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir. Trysa, anıtlarının Likya’nın erken örnekleri olması nedeniyle büyük bir öneme sahiptir.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trysa/feed/ 0
TREBENNA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trebenna/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trebenna/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:23:06 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=839 Antalya’nın 32 kilometre batısında, Sivridağ’ın kuzey eteğinde konumlanmıştır. Geyikbayırı ve Çağlarca köylerinden geçilerek orman yoluyla ulaşılabilecek bir alanda bulunmaktadır. Ancak antik literatürde ve epigrafik kaynaklarda, Trebenna’nın Helenistik ve öncesi dönemdeki varlığına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Helenistik Dönemde, Termessos’un Ptolemaioslar egemenliğinde olduğuna dair bir yazıt bulunmaktadır. Bu nedenle, Trebenna’nın da aynı egemenlik altında olması muhtemeldir. Ayrıca Apameia Barışı’ndan sonra (MÖ 168), Bergama’nın ele geçirdiği Toroslar’ın doğu tarafındaki yerler içerisinde Trebenna’nın bulunması olasıdır. II. Eumenes’in (MÖ 197–160) Pamphilya’nın batı topraklarını krallık topraklarına katmasıyla Trebenna’nın MS 3. yüzyılda parlak bir döneme girdiği belirtilmektedir.

Roma İmparatoru III. Gordianus’un (MS 238–244) Asya seyahati sırasında, 13 yaşında Roma tahtına geçmiş olmasına rağmen, Trebenna ve çevresindeki Lykia kentlerine sikke basma özgürlüğü tanımıştır. Roma döneminde Trebenna, resmi olarak Lykia eyaletinin sınırları içerisinde bulunsa da, Bizans Dönemi’nde kesin olarak bir Pamphylia kenti olarak karşımıza çıkmaktadır.

Trebenna’nın kalıntıları arasında görünen sur duvarlarının büyük kısmı Bizans dönemine aittir. Akropol kayalıklarında birçok kaya oda bulunmaktadır; bunlardan bazıları konut, bazıları ise mezar amaçlı kullanılmıştır. Bazıları ise önce mezar olarak kullanılmış, sonra konuta dönüştürülmüştür. Roma Çağı yapıları, Akropol ile Sivritepe arasında kalan düzlükte yer almaktadır. Bu alanda ekklesiasterion, sebasteion ve stoa gibi yapılar, kent meydanının batı sınırını oluştururken, Elmin Nekropolü yamacındaki son kamu yapısı olan hamam, güney sınırını belirlemektedir.

Trebenna, Roma Dönemi’nde önemli bir kent merkezi olarak varlığını sürdürmüş, ancak Bizans Dönemi’nde yerleşmenin akropole çekildiği, koruma duvarı ile çevrelendiği ve Ortaçağ boyunca bu alanın kentin ana yerleşim yeri olduğu görülmektedir. MS 12. yüzyılın sonlarına kadar Trebenna, Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak MS 1. yüzyılın başlarında Türklerin Attaleia (Antalya) ve çevresini ele geçirmesiyle Trebenna terk edilmiş olabilir.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/trebenna/feed/ 0
TLOS https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tlos/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tlos/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:20:51 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=836 Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Yaka Mahallesi’nde bulunan antik bir Likya kentidir. Bu antik yerleşim, Akdağlar’ın sarp batı yamaçlarından başlayarak Eşen Nehri’nin alüvyonları ile oluşmuş vadilere kadar uzanır. Tlos’un stratejik konumu, savunmaya elverişli dağlık arazi yapısı ve Eşen Ovası’na hakim konumu, antik kentin önemli bir yerleşim merkezi olmasını sağlamıştır.

Tlos’un antik komşuları arasında Araxa, Wiyanawanda (Oinoanda), Kadyanda, Awarna (Xanthos), Pina (Pınara) ve Atriya (Telmessos) şehirleri bulunmaktadır. Bu geniş coğrafya nedeniyle Hitit kaynaklarında Tlos için “ülke” ifadesi kullanılmıştır. Antik kent, Likya’nın yerli halklarından olan Likyalılar tarafından Tlava olarak adlandırılmıştır. Aynı zamanda Hitit belgelerinde Dalava olarak geçer.

Yunan sömürgeciliği döneminde, Likya bölgesine gelen Yunan yerleşimcilerin, her kent için bir kuruluş efsanesi ve kurucu kahraman yaratma geleneğine uygun olarak, Tlos’un kuruluş efsanesi Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan “Tloos”tan türemiştir. Pinaros, Xanthos ve Kragos’un da onun kardeşleri olduğu kabul edilmiştir.

Likyalılar, Luvilerle akraba kabul edilir ve konuştukları dil, Tunç Çağı Luvicesine benzerlik gösterir. Likya’nın adı önce Hititlere ve daha sonra Yunan işgalcilerine karşı birleşen Batı Anadolu konfederasyonu olan Aşşuva Konfederasyonu listesinde Lukka olarak geçer. Homeros’un İlyada destanında Likyalılar, Yunan kökenli olarak gösterilse de, Anadolu halklarının Troya önlerinde Miken Yunanlarına karşı birleşerek savaştığına dair kayıtlar da bulunmaktadır.

Tlos’un adının Yunanca olmadığı, Likçe olan “Tlawa” kelimesinden türetildiği belirtilir. Bu isim, Hitit metinlerinde Lukka toprakları içinde geçen “Dalawa” yerleşimiyle özdeştir. Tlos’un Hitit Dönemi yerleşimi, arkeolojik buluntularla desteklenmiş ve Geç Bronz Çağı’na tarihlenen taş balta, el aletleri, bronz baltalar, hançer ve ok uçları gibi buluntular gün yüzüne çıkarılmıştır. Neolitik Dönem’e ait buluntular da Tlos çevresindeki mağara ve höyüklerde tespit edilmiştir.

Tlos, Likya Birliği’nin altı büyük şehrinden biri olarak kabul edilmiştir. Roma İmparatoru Claudius’un Likya’yı bir Roma eyaletine dönüştürmesiyle birlikte Tlos’un önemi devam etmiş ve Metropolis unvanını almıştır. Tlos, Hristiyanlık Dönemi’nde önemli bir piskoposluk merkezi olmuştur. Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ve Pers etkisi altında geçen dönemlerin ardından Tlos, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde de varlığını sürdürmüştür. Osmanlı Dönemi’nde “Kanlı Ali Ağa” olarak bilinen derebeyinin Tlos Akropolü’nde şatosunu inşa ettiği bilinmektedir.

Bugün, Tlos’un kalıntıları ziyaretçilere açıktır ve antik kentin kral mezarları gibi önemli yapıları kazılarla gün yüzüne çıkarılmıştır. Yaka Köyü, antik Tlos yerleşiminin üzerine kurulmuştur, ve Tlos’un tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış zengin bir tarih ve kültürel birikime sahip olduğunu gösterir.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/tlos/feed/ 0
TEİMİUSSA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/teimiussa/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/teimiussa/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:18:13 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=834 Üçağız, Teimiussa olarak da bilinen antik Likya kenti üzerine kurulu bir köydür. Yolculuğunuz sırasında Antalya’dan Kaş’a 18 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Köy, M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan küçük bir Likya liman kenti olan Teimiussa’nın üzerine inşa edilmiştir.

Köyde birçok antik mezar kalıntısı bulunmaktadır. Küçük bir kapı ve kayalık üzerindeki kule kalıntısı gibi antik izler göze çarpmaktadır. Özellikle iskele bölgesinde Roma Dönemi’ne ait birçok mezarın bulunduğu görülmektedir. Kentin doğu ucunda, kayaların kesilmesiyle oluşturulmuş 28 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğinde bir iskele bulunmaktadır.

Üçağız, doğal limanı ile deniz ve yat turizmi açısından önemli bir noktadır. Bu bölgeden hareket eden teknelerle Simena (Kaleköy) ve Kekova Adası’na düzenlenen gezi turları, bölgenin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek isteyen ziyaretçilere benzersiz deneyimler sunmaktadır. Ayrıca, köydeki restoranlar, yöresel lezzetlerin tadına bakabileceğiniz ve güzel manzaralar eşliğinde keyifli zaman geçirebileceğiniz yerlerdir. Üçağız, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu özel atmosferiyle unutulmaz bir destinasyondur.

Teimiussa’nın tarihi hakkında sınırlı bilgi bulunsa da, köydeki antik kalıntılar ve yazıtlar, bu yerleşimin M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzandığını göstermektedir. Köy, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, keşfedilmeyi bekleyen önemli bir bölge olarak ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunmaktadır.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/teimiussa/feed/ 0
TELMESSOS https://likyaninsesi.com/2024/04/23/telmessos/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/telmessos/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:15:05 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=831 Fethiye ilçesinin merkezinde konumlanan zengin tarihi bir yerleşim alanıdır. Bu antik kent, Likya’nın Karya ile sınır bölgesinde yer almaktadır. Tarihi boyunca çeşitli isimlerle anılan şehir, Tunç Çağı’ndan beri yerleşime sahip olup, Hititler tarafından Kuvalapaşşa, Likyalılar tarafından ise Telebehi olarak bilinmekteydi. Antik dönemde Lukka adıyla bilinen Likya’nın bir parçasıydı.

Yunan sömürgeciliği döneminde, Batı Anadolu’daki diğer şehirlerde olduğu gibi Telmessos’a da çeşitli efsanelerle dolu bir kuruluş hikayesi yaratılmıştır. Bu efsanelerden biri, şehrin kurucusunun Giritli prens Sarpedon’un sürgün edilen kardeşi Minos olduğunu iddia eder. Şehir, deniz ve kara yolu ulaşım ağı üzerindeki konumu ve verimli kıyı ovasıyla ticaretin canlandığı önemli bir yaşam merkezi olmuştur.

Telmessos, MÖ 5. yüzyılda Atinalı siyasetçi ve general Kimon’un önderliğinde Attika-Delos Deniz Birliği’ne katılmıştır. Antik dönemde çeşitli hanedanların yönetimine giren şehir, İskender’in hükümeti altında Makedon krallığına teslim olmuştur. Daha sonra Roma Cumhuriyeti egemenliğine katılan Telmessos, Likya Birliği’ne dahil olmuş ve Roma İmparatorluğu’nun kontrolü altına girmiştir.

Telmessos, antik çağdan itibaren Helenistik Dönem boyunca ticari bir merkez olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak Roma hakimiyetiyle birlikte ticaret rotalarının değişmesi, şehrin küçük bir liman şehrine dönüşmesine ve nüfusunun azalmasına yol açmıştır.

Bugün, Telmessos’un antik kalıntıları arasında akropol, bey yerleşimi kalıntıları, gözetleme kulesi, lahitler, Bizans kilisesi ve tapınak bulunmaktadır. Ayrıca, şehrin tarihi geçmişine dair önemli bilgiler sunan kaya mezarları ve tiyatro kalıntısı da gün yüzüne çıkarılmıştır. Telmessos Antik Kenti, bölgenin zengin tarihini ve kültürünü yansıtan önemli bir arkeolojik alandır.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/telmessos/feed/ 0
SURA (SOURA) https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sura-soura/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sura-soura/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:12:19 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=828 Antalya’nın Demre ilçesine yakın konumlanmış Sura (Soura) Antik Kenti, eski Likya coğrafyasının eşsiz bir parçasıdır. MÖ IV. yüzyılda tarih sahnesine çıkan bu antik kent, günümüzde Sura Köyü olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır. Hemen yakınında yer alan Myra Antik Kenti ve Çayağzındaki Andriake harabeleri ile komşu olup, Lykia Birliği içinde özel bir konuma sahiptir.

Antik dönemde “Soura halkı” anlamına gelen Hellen dilinde bir sözcük olan Sura, tarihi boyunca Myra ve çevresinin kutsal merkezi olma özelliğini taşımıştır. Sura Antik Kenti, Myra’ya oldukça yakın bir konumda yer alırken, Andriake Limanı’nın hemen arkasındaki Çayağzı bölgesinde küçük bir yerleşim alanını kapsamaktadır.

Günümüzde bile orijinal adını koruyan Sura, antik dünyanın gizemli kehanet merkezlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Myra ve çevresi, Apollon Kehanet Merkezi olarak bilinirken, Sura’nın bu kutsal bölgeyle yakın ilişkisi onu özel kılmaktadır.

Sura Antik Kenti’nde günümüze ulaşan kalıntılar arasında akropol ve üzerindeki yerleşim alanının izleri, kuzeydeki gözetleme kulesi, antik dönemin en büyük lahitlerinden biri olarak bilinen anıtsal mezar, Bizans dönemine ait kilise ve konut kalıntıları yer almaktadır. Sura’nın en önemli özelliklerinden biri de Apollon Tapınağı ve kehanet havuzunu besleyen su kaynağının bulunduğu derin vadinin içerisindeki alanıdır.

Sura Antik Kenti’nin etkileyici tarihine dair izler, günümüzde ziyaretçilere antik dönemin gizemli atmosferini yaşatmaktadır. Apollon Tapınağı’ndaki kehanet merasimleri, suya batırılan et dolu şişlerle yapılan kehanetler, bu bölgenin mistik ve tarihi önemini vurgular. Bizans kilisesi ve diğer kalıntılar, Sura’nın zaman içindeki farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasının bir yansımasıdır.

Sura Antik Kenti, tarih severleri ve antik dönem meraklılarını Myra’nın zenginliklerini keşfetmeye davet eder. Bu gizemli kent, Likya’nın tarihini ve kültürünü anlamak isteyenler için eşsiz bir deneyim sunar.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sura-soura/feed/ 0
SİMENA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/simena/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/simena/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:10:15 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=825 Antalya ilinin Kaş-Demre arasında yer alan Simena, günümüzde Kaleköy olarak anılmaktadır. Bu küçük Likya kenti, M.Ö. 4. yüzyıldan bu yana stratejik bir konumda varlık göstermiş, tarih boyunca iz bırakan bir mirasa ev sahipliği yapmıştır. Simena’nın bugüne ulaşan en etkileyici kalıntısı, Kekova ve çevresinin muazzam manzaralarını gözler önüne seren sağlam kalesidir.

Simena, Türkiye’nin sadece deniz yoluyla erişilebilen ender yerleşim yerlerinden biridir. Kekova Adası ve çevresindeki kıyıları korumak ve bu alanın doğal, kültürel ve coğrafi zenginliklerini muhafaza etmek amacıyla oluşturulan 260 kilometrekarelik Kekova Özel Çevre Koruma Alanı içinde yer almaktadır. Simena Antik Kenti, bu koruma alanının bir parçası olarak birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmiştir.

Kekova, Simena’nın tam karşısında yer alan ve Simena, Teimiussa (Üçağız), Aperlai (Sıçak) İskelesi, Akvaryum Koyu, Gökkaya Koyu gibi bölgeleri içine alan geniş bir coğrafi bölgenin genel adıdır. Kekova Adası’nın kuzey kıyıları, suyun altında kısmen gömülmüş olan antik çağlara ait merdivenler, ev kalıntıları ve iskele izleriyle doludur.

Simena Antik Kenti’nin tarihi, M.Ö. 4. yüzyıla kadar gitmektedir. Likya yazısıyla yazılmış kitabe ve Aperlai’de bulunan gümüş sikke, Simena’nın köklü tarihini ortaya koymaktadır. Kent, Apollonia ve İsinda gibi şehirleri içeren bir federasyonun bir parçası olarak Aperlai’nin başkanlığında Likya Birliği’ni temsil etmiştir.

Kıyıya yaklaşıldığında, M.Ö. 79 yılına tarihlenen Roma hamam kompleksine ait yapı kalıntıları ilk göze çarpanlar arasındadır. “Aperlai halkı ve meclisi ile birliğin diğer şehirleri tarafından İmparator Titus’a armağan edilmiştir” yazan kitabe, bu tarihi yapıya ayrı bir önem katmaktadır.

Simena’nın kalbine ulaşmak için dik bir patika ve antik basamaklar kullanılarak kaleye çıkılır. Bu yol boyunca Mentor’a adanmış bir lahit ve küçük eksedraya sahip bir lahit dikkat çeker. Kaleye varıldığında, doğal kayaya oyularak inşa edilmiş tiyatro, antik kentin en önemli kalıntılarından biridir. 7 oturma sıralı ve 300 kişilik kapasitesiyle tiyatro, ziyaretçilere antik atmosferi teneffüs etme fırsatı sunar.

Su sarnıçları, kaya mezarları, tapınak ve kilise kalıntıları, kale içindeki diğer önemli kalıntılar arasındadır. Kıyıda su altında kalmış Likya tipi lahitler, rıhtım kalıntıları ve antik yapı izleri, tarih meraklılarını büyüler.

Simena Antik Kenti’nin büyüleyici geçmişi, Likya dilinde yazılmış kitabeler, Roma hamamı ve birbirinden özel lahitlerle günümüze taşınmıştır. Kale, denizcilere güvenli bir liman sunan ve bu bölgede önemli bir tarihi ve kültürel mirası simgeler. Kekova’nın tacı olan Simena, ziyaretçilerini benzersiz bir tarih yolculuğuna davet eder.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/simena/feed/ 0
SİDYMA https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sidyma/ https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sidyma/#respond Tue, 23 Apr 2024 11:08:20 +0000 https://likyaninsesi.com/?p=822 Seydikemer ilçesinin Dodurga Mahallesi’nde, tarih kokan bir atmosfer içinde yükselen Sidyma Antik Kenti, günümüze ulaşan kalıntılarıyla Roma Dönemi’ne ait büyük bir mirası temsil ediyor. Ancak ele geçirilen yazıtlar ve sikkeler, kentin tarihini M.Ö. 1. yüzyıldan daha eskiye götürüyor.

Sidyma’nın akropolü, Dodurga Mahallesi’nin kuzeyinde iki bölümlü bir tepede yer alır. Güneydoğusunda uzanan duvarlarla çevrili, 365 metre uzunluğundaki akropol, doğuda polygonal biçimdeki bir kapı ve gözetleme kulesi ile zenginleşir. Tepede, geç dönemde inşa edilen tiyatro kalıntıları da dikkat çeker.

Köyün ortasındaki iyi korunmuş Stoa, MS 41-54 yıllarında İmparator Claudius döneminde yapılmıştır. Yanında ise 9 metre uzunluğundaki Artemis Mabedi, aynı döneme aittir. Bu yapılar, Sidyma’nın zengin tarihini yansıtan önemli örneklerdir.

Mahallenin girişinde, günümüze ayakta kalan hamam ve kilise kalıntıları, ziyaretçileri geçmişe doğru bir yolculuğa davet eder. Pınara’da görülen güvercin yuvası şeklindeki kaya mezarları ve ev/lahit şeklindeki mezarlar, Sidyma’nın sembolüdür.

MS 450-457 yıllarında imparator olan Mercian ile ilgili bir mitoloji, Sidyma’nın tarihinde özel bir yer işgal eder. Perslere karşı savaşan Mercian’ın Sidyma’da hastalandığı ve iki kardeşiyle dostluk kurduğu anlatılır. Kartalın gölgesi olayı, Mercian’ın ileride imparator olacağına dair bir işarettir. Mercian, söz verdiği gibi iki kardeşi kenti ulu kişiler yapar.

Sidyma Antik Kenti, taşların arasında gizlenmiş tarihle dolu bir hikayeyi ziyaretçilerine sunuyor. Her kalıntı, geçmişin izlerini takip etme arzusunu ateşliyor ve bu antik kentin yüzyıllar boyunca nasıl bir evrim geçirdiğini hayal etmeye davet ediyor.

]]>
https://likyaninsesi.com/2024/04/23/sidyma/feed/ 0